Yurtnaç,” İstiklal Marşımızın kabulünün üzerinden neredeyse bir asır geçse de muhtevası ile hala yepyenidir ve inanmış bir milletin marşı olarak inanmış bir adam tarafından kaleme alınmıştır.
İki günde yazıldı ama…
Akif merhumdan evvel 724 şiir yarışma için gönderilmiş ve bunlardan 6'sı seçilmiş ancak bu seçilenler de yeterli görülmemiş ve Akif ile görüşülerek şiiri yazması için kendisi ikna edilmiştir.
 Merhum Akif, iki gün içinde şiiri yazıp veriyor. Şiirin kaleme alınması iki gün olsa da gönlüne ilham olması ve zihninde o büyük şiiri taşıması ise uzun bir zamana saridir. Akif merhumun şiiri tesliminden sonra ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ayakta dinlenerek kabul edilmiştir. Milli marşlar içerisinde sözlerin ahengi, mana olarak derinliği ile ayrı bir yeri vardır
. Diğer milli marşlar bestelenmek için kaleme alınmaları sebebiyle manadan ziyade ahenk ve musikiye uygunluk ön planda iken İstiklal Marşımız şiir olarak başlı başına bir kurucu metin olacak özelliğe sahip, oldukça yoğun örülmüş bir eserdir. Milletin en bariz vasfının iman oluşu sebebiyle de aslında kastedilenin İslam dünyası olduğu açıktır.
Her dem taze çünkü…
İstiklal Marşı muhtevasındaki fikir ve milletin ufkuna çizdiği hedefler bakımından her an gümrah bir ırmak gibi irfan dünyamızı zenginleştirerek akmaya devam etmektedir. Geçmişte ne idik? Gelecekte ne olacağız?
 Sorularına verilmiş en kalıcı ve mana itibariyle en derin cevaplardan biridir. Mazisinde her zaman istiklaline ve vatanına karşı muhtemel tehditlere karşı birliğinden taviz vermeyen aziz milletimiz, kendisi gibi inanmış bir evladının dizlerinde hayat bulan İstiklal Marşı ile ortaya konulan kıymetlerimize, ilkelerimize her zaman sahip çıkacak; ve İstiklal Marşı bizim müşterek sesimiz olarak ilelebet muhafaza edilecektir.
İstiklal Marşı'mızın kabulünün 97. yıl dönümünde, başta Mehmet Akif Ersoy olmak üzere, tüm şehitlerimizi, rahmet ve minnetle anıyor, tüm gazilerimizi, kahramanlarımızı ve vatandaşlarımızı en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum” dedi.